Aylık arşivler: Haziran 2012

İNTERNET TARİHİ – internetçi internetçiler

İNTERNET TARİHİ
1960′ların başında askeri ve bilimsel araştırma ve geliştirme alanında, bilgisayarlar yardımıyla bilgi paylaşımında büyük potansiyel değer olduğunu gören bir grup insanın vizyoner düşüncesinin bir sonucudur. MİT (Massachusetts Institute of Technology)’den J.C.R Licklider, 1962 yılında bilgisayarların global şebekesini önerdiği ve sosyal etkileşimlerin kayıtlı ilk tanımını yaptığı, ”kısa notlar serisi” çalışmasını yayınlamıştır. Aynı yılın sonunda, Licklider ilk başkanı olduğu DARPA’ya girdi.
MIT’den Leonard Kleinrock internet bağlantısının temelini biçimlendirmek için paket anahtarlar teorisini geliştirdi. MIT’den Lavvrence Roberts 1965 yılında çevirmeli Roberts 1966 yılında DARPA’ya katıldı ve ARPANET için kendi planını hazırladı. Burada ismi geçen ve geçmeyen vizyonerler ilk internetin kurucuları oldular.
1969 yılında ARPA kuruldu ve internet kavramı olarak kullanılmaya başlandı. ARPA başlangıçta 4 ayrı üniversitedeki ana bilgisayarlarla bağlantı halindeydi. Birkaç yıl içinde çok sayıda kurum (çok sayıda araştırma enstitüsü ve üniversite) aşamalı olarak ARPA’ya bağlandı.
Internet, başlangıç aşamalarında bilgisayar uzmanları, bilim adamları ve kütüphaneciler tarafından kullanıldı. Sıradan insanların kullanabileceği kolaylıkta değildi. Bu anlamda, ilk internet bugün kullanılan gibi kolay kullanım olanağı olan kullanıcı dostu değildi. O günlerde, evlerde ve ofislerde bilgisayar yoktu. İnterneti kullanacak kişi kim olursa olsun, karmaşık bir sistemi kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu.
1972 yılında, Ray Tomlinson tarafından elektronik posta ARPAnet’e uyumlaştırıldı. Kullanıcı adı ve adresini birleştirmek için, birçok sembol arasından “@” sembolünü seçti. 1972 yılında RFS10 olarak yayınlanmış Telnet protokolü uzaktaki bilgisayara bağlanmayı başardı. 1973 yılında RFS standartlarında yayınlanmış Ftp Protokolü, internet siteleri arasında dosya transferini olanaklı kıldı.
İlk defa Bob Kahn tarafından önerilen TCP/IP mimarisinin bir sonucu olarak, internet 1970′li yıllarda olgunluğa ulaştı. TCP/IP çok sayıda bilgisayar arasında dosya transferi, elektronik posta ve uzaktan bağlanma gibi olanaklar sunan bir internet protokolüdür. TCP/IP yukarıda belirtilen birkaç temel hizmeti verebildiği için başarılı olmuştur. 1983 yılında ABD savunma bakanlığı daha önce kullandığı NCP protokolü yerine TCP/IP’yi adapte etmiştir.
1986 yılında ABD’de Ulusal Bilim Vakfı’nın sponsorluğunda, NSFnet ABD çapında 56 kbps hızında internet omurgası oluşturulmuştur. Vakıf sponsorluğunu yaklaşık on yıl devam ettirmiş ve ticari olmayan hükümet işleri ve araştırma amaçlı kuralların düzenlenmesini desteklemiştir. Elektronik posta, Ftp ve Telnet komutları standartlaştırılmış, teknik olmayan personelin internet kullanımı da kolaylaşmıştır. Bugünkü standartlar kadar kolay olmasa da, üniversitelerdeki belirli insanlara internet kullanımını açmıştır. Kütüphanelerin yanı sıra, bilgisayar, fizik, mühendislik bölümleri internet şebekesinin yararlı bir şekilde kullanımının yolunu bulmuşlardır.
İnternetteki site sayısı az olmakla birlikte, ilgilenilen alandaki araştırmaların kayıtlarını bulmak kolay hale gelmişti. O dönemde, ulaşılabilir kaynakları indekslemek için hala çok daha fazla araca ihtiyaç vardı.
Kütüphane katalogları dışında,, ilk internet indeksi 1989 yılında yaratıldı. Peter Deutxch ve onun ekibi, Montreal McGill Üniversitesi’nde Ftp dosyalan için “archie” adıyla anılan bir arşivleyici yaratmıştır. Bu yazılım periyodik olarak elde edilmeye açık olduğu bilinen Ftp dosyalarına ulaşıyor ve listeliyordu. Archie Unix işletim sistemi komutlarını kullanıyor ve tam kapasite kullanılabilmesi için bazı unix bilgilerini de sunuyordu.
1991 yılında, Minnesota Üniversitesi’nde ilk gerçek kullanıcı dostu internet arayüzü geliştirildi. Üniversite, kampus içindeki yerel ağında bilgi ve dosyalara erişim için basit bir menü sistemi geliştirdi. Hemen ardından ana makinelerde kullanılan bu sistemin kişisel bilgisayarlarda da kullanım olanakları tartışılmaya başlandı. Bir süre sonra, menü sistemini kullanıcılara da yaygınlaştıran \ Gopher geliştirildi. Gopher, Minnesota Üniversitesi’nin maskotu olan sincap i demektir. Gopher, internette arama yapan kelimeye dayalı bir arama motorudur. Geliştirildikten birkaç yıl sonra dünya çapında 10.000′den fazla Gopher ortaya çıktı.
1989 yılında başlayan fakat Gopher’dan daha yavaş gelişen, kullanımı kolaylaştıran başka bir gelişme yaşandı. Tim Berners ve ekibi, Avrupa Parça Fiziği Laboratuvarı’nda bilgi dağıtımı için Cern adıyla bilinen yeni bir protokol önerdiler. Bu protokol 1991 yılında günümüzde de yaygın olarak kullanılan www (world wide web) adını aldı. www hipertextlere dayalı bir internet protokolüdür.
1993 yılında, internet tarihi açısından çok ileri bir gelişme olarak görülen, ilk grafiğe dayalı tarayıcı Mosaic, Mare Andreessen ve ekibi tarafından geliştirildi. Andreesen daha sonra, Microsoft’un Internet Explorer’i geliştirmesine kadar en popüler grafik tipi tarayıcı ve servis sağlayıcı olarak bilinen Netscape firmasına katıldı.
Delphi, abonelerine internet üzerinden ulusal çapta ticari işlemler yapma olanağı sunan ilk işletmedir. Delphi, Haziran 1992′de bir e-posta bağlantısı ile hizmete açıldı ve aynı yılın sonlarında tam internet hizmeti vermeye başladı. 1995 yılında, Ulusal Bilim Vakfı’nın internet omurgasına yönelik sponsorluğuna “son verdiğinde ticari kullanımdaki hileli sınırlamalar kalktı ve tüm aktörler ticari şebekeye güven duydular. AOL, Prodigy, Compuserve internete katıldılar. Böylece, internetin ticari kullanımı genişledi.
Microsoft’un tarayıcı ve internet servis sağlayıcı pazarına tam olarak girmesi, ticarete dayalı internetin sınırlarının gelişmesinde başlıca rolü oynamıştır. 1998 yılında, Microsoft’un Windows 98 sürümü işletim sistemi, internet tarayıcısı ile masa üstü kişisel bilgisayarlara iyi entegre oldu. Bu sayede, internet çok hızlı yayılmaya başladı. Microsoft’un başarısı o kadar yüksek oldu ki, ABD mahkemeleri rekabeti düzenlemek için Microsoft’un faaliyetlerini ayırarak küçültme kararı aldı.
İnternetin dünya üzerinde herhangi bir yerden her an kullanılabilmesi, gerek tüketicilerin gerekse işletmelerin ticari amaçla internet ortamına gelmesine neden olmuştur. İnternetin son 10 yıllık dönemdeki adaptasyonu o kadar hızlı olmuştur ki, fiziki ortamda yer alan hemen her şey internet ortamına taşınmıştır. İnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film seyretme veya satın alma, bilgi arama v.b. çok çeşitli amaçlar için dünyanın her yerinde birçok ülkede çok sayıda işletme ve tüketici internet ortamında boy göstermektedir.
Bütün bu hızlı gelişimine rağmen, internet ile ilgili gelişmelerin sonuna gelindiği anlaşılmamalıdır. İnternetin verimli bir pazar ortamı olabilmesi için önünde daha birçok engeller mevcuttur. Bağlantı hızlarının artırılması, internete yönelik güvenin oluşturulması, işletme ve tüketicilerin internet ortamına adaptasyonları v.b. birçok alanda yapılması gereken birçok çalışma mevcuttur.1990.lı yılların ortalarından.da ardahan kars ığdır olmak üzere  türkiyede  bir çok il ilçe köy şahıs ve firma. mehmet ali arslan tarafından internette ilk yayınlandı ve tanıtıldı

Urfa Cezaevi’nde isyan: 13 ölü @ güneydoğu haberleri

Şanlıurfa Cezaevi’nde çıkan olaylarda 13 kişi öldü yaklaşık 60 kişi yaralandı.

Urfa’da BDP milletvekili İbrahim Ayhan’ın da tutuklu bulunduğu E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, isyan çıktı. İsyanın neden ve nasıl çıktığı ile ilgili henüz bir bilgiye ulaşılmazken, çıkan yangında ilk belirlemlere göre 13 mahkum hayatını kaybetti yaklaşık 60 mahkum ise yaralandı. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Urfa Cezaevi'nde isyan: 13 ölü

Urfa Cezaevi’nde isyan: 13 ölü

Konu ile ilgili görüştüğümüz BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Adalet Bakanının kendilerine verdiği ilk bilgilere göre 13 kişinin hayatını kaybettiği yaklaşık 60 kişinin ise yaralı olduğunu aktardığını söyledi.

275 kişi kapasiteli olduğu öğrenilen Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaklaşık bin 100  mahkum bulunuyor.
İsyanın C-15 Koğuşu’nda çıktığı öğrenilirken, isyanda ölen ya da yaralanan kişilerin kimlikleri konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.
Urfa Valisi Celalettin Güvenç, C-15 koğuşunda çıkan yangın sonucu 13 adli tutuklunun yaşamını yitirdiğini 5’inin de yaralandığını belirtti. “Siyasi koğuşlarda herhangi bir sıkıntı yok” diyen Vali Güvenç, cezaevi önünde ailelere açıklama yapıyor.
İsyanın cezaevi koşullarının kötü olduğu gerekçesiyle çıkarıldığı iddia ediliyor.

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

şanlı urfa

Kandilli Rasathanesi Fethiye’de tsunami olacak iddialarını yalanladı ama ileride olmayacağının garantisini vermedi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nden Fethiye’deki “tsunami” iddialarıyla ilgili açıklama yapıldı.

Açıklamada geçmişte Marmara ve Doğu Akdeniz’de tsunamilerin meydana geldiği belirtilerek, “Tsunami tehlikesi ülkemiz için Endonezya ve Japonya’da olduğu kadar büyük bir seviyede olmasa da özellikle Doğu Akdeniz ve Marmara Denizi’nde geçmişte tsunamilerin görüldüğü bilinmekte ve gelecekte de tsunamilerin meydana gelmesi mümkün görünmektedir. Tarihsel çalışmalar, 8300 km’den fazla kıyı şeridine sahip ülkemizde son 3000 yıl içinde 90’dan fazla tsunami meydana geldiğini göstermektedir. Bunlar başta Marmara Denizi olmak üzere ülkemizi çevreleyen tüm denizlerde gözlemlenmiştir. Depremler tarafından tetiklenen toprak kaymaları da tsunamilere yol açabilmektedir” denildi.

“TSUNAMİYE SEBEP OLMASININ BEKLENMEDİĞİ BELİRLENMİŞTİR”

Enstitüsü bünyesinde Tsunami Erken Uyarı Sistem kurulmakta olduğu kaydedilirken, “Tsunami Erken Uyarı Sistemi, ülkemizi çevreleyen denizlerde, tsunami senaryo ve simülasyon veri tabanından yararlanarak manyitüd’ü 6,5’den büyük depremler için, sözkonusu depremin tsunami oluşturma potansiyelinin belirlenebilmesini ve yapılan değerlendirmenin mümkün olan en kısa süre içinde AFAD’a ve diğer ülkelerin ilgili kuruluşlarına bir uyarı ya da bilgilendirme mesajı şeklinde iletilmesini öngörmektedir” ifadesi kullanıldı.

Fethiye’deki tsunami iddialarıyla ilgili de “Merkezimiz tarafından depremin belirlenmesinin ardından yapılmış olan değerlendirmede, 10 Haziran 2012 Türkiye saati ile 15.44’te Ölüdeniz Açıkları (Fethiye-Akdeniz’de) meydana gelen ve aletsel büyüklüğü 6,0 olarak tespit edilmiş olan depremin herhangi bir tsunamiye sebep olmasının beklenmediği belirlenmiştir. Bu ve benzeri durumlarda bilimsel kaynağı belirsiz, resmi ve yetkili kurumlarca yapılmayan açıklama ve bilgilendirmelerin vatandaşlarımız tarafından dikkate alınmaması önemle rica olunur” açıklamasında bulunuldu.

AFAD: RİSK YOK

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Fethiye Körfezi depremi sonrası izlenen deprem aktivitelerine göre bölgede tsunami riski bulunmadığını bildirdi Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Fethiye Körfezi depremi sonrası izlenen deprem aktivitelerine göre bölgede tsunami riski bulunmadığını bildirdi.

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

Siyasi Kriz Yaratan Tweet @ dünya haberleri news dünya medyası

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın sevgilisinin attığı tweet, seçim kulislerini sarstı.

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın sevgilisinin attığı tweet, seçim kulislerini sarstı. Trierweiler’ın mesajının Cumhurbaşkanı’nın eski hayat arkadaşı Segolene Royal’i kıskanmasından kaynaklandığı yorumları yapılıyor.

Fransa’nın “resmi olmayan” first lady’si, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın hayat arkadaşı Valerie Trierweiler’ın attığı Twitter mesajı, ortalığı fena karıştırdı.

Trierwiler, 17 Haziran’da gerçekleşecek genel seçimlerin ikinci turunda La Rochelle kentinde Hollande’ın desteklediği Segolene Royal’e karşı yarışan Sosyalist Parti’nin muhalif üyelerinden Olivier Falorni’yi desteklediğini belirten bir tweet attı. Fransız basın yayın organlarında, bu destek mesajının, Valerie Trierweiler’in Segolene Royal’e olan kıskançlığı nedeniyle atıldığı yorumları yapıldı. Zira Royal, Cumhurbaşkanı’nın 30 yıllık hayat arkadaşı ve dört çocuğunun da annesi. Royal ile Hollande beraberliklerini bitirdiklerini 2007 yılında duyurmuştu.

Büyük yankı yaratan mesajda tam olarak şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir kabahati olmayan, La Rochelle halkının yanında yıllar boyunca kendini özveriyle adayarak mücadele eden Olivier Falorni’ye iyi şanslar.”

İlk önce sahte olduğu zannedilen mesajın Trierweiler tarafından doğrulanması üzerine Sosyalist Parti yönetimi özellikle Fransız sağında alay konusu oldu.

Sosyalist Parti Genel Başkanı Martine Aubry, bu mesaj skandalının hemen sonrasında yaptığı açıklamada “Bizim için önemli olan Hollande’ın desteğidir” derken, partinin tecrübeli isimlerinden Jean-Louis Bianco da “Bu yaptığı tek kelimeyle yakışıksızdır” sözleriyle sert tepki gösterdi.

Aşırı sağcı lider Marine Le Pen de yorum yapmakta gecikmedi. Le Pen, kendi Twitter hesabından yayınladığı mesajında “Trierweiler erkek arkadaşının eski sevgilisiyle hesaplaşıyor” yorumunu yaptı.

Siyasi yorumcular ise, Trierweiler’in bu destek mesajının Hollande cephesinin ikinci tur seçimlerinde işini muhtemelen zorlaştıracağı görüşünde birleşiyor.

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

dünya medyası

dünya haberleri

news

Türkiye Azerbaycan Gürcistan İş Forumu Toplantısı @ dünya medyası haberleri

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki işgali sona erinceye kadar Türkiye Ermenistan’la hiçbir diplomatik ilişkiye girmeyecektir” dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki işgali sona erinceye kadar Türkiye Ermenistan’la hiçbir diplomatik ilişkiye girmeyecektir” dedi.

Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve DEİK organizasyonu ile ilki 15 Şubat 2012’de Tiflis’te gerçekleştirilen Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan İş Forumu’nun ikincisi Kars’ta yapıldı. Gürcistan Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Vera Kobalia ve Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanı Şahin Mustafayev ile iş adamlarının katılımıyla DSİ Sosyal Tesisleri’nde yapılan toplantıda konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, üç ülkenin ekonomisinin geliştirilmesi adına başlatılan forumun ikincisini yapmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı projesinin sadece üç ülkeyi bağlamakla kalmayıp, kıtaları ve dünyayı birbirine bağlayacağını ifade eden Çağlayan, “Üç ülkenin bir çok ortak noktası var. Dünyanın ciddi bir darboğazdan geçtiği bir ortamda şükürler olsun ki Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan, büyümede dünya rekorları kırıyor” dedi.

“Azerbaycan’ın elde ettiği başarılar için başta Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, Gürcistan için de Sayın Saakaşvili’yi tebrik ediyorum” diye devam eden Bakan Zafer Çağlayan, “Üç ülkenin toplam milli geliri 850 milyar dolardır. Nüfus toplamları 90 milyondur. Üç ülkenin toplam dış ticaret hacmi 430 milyar dolardır. Türkiye’nin Azerbaycan’la olan dış ticaret hacmi geçen yıl itibariyle 3.5 milyar dolar, Gürcistan’la olan dış ticaret hacmi 1.5 milyar dolardır. Yani Türkiye’nin Azerbaycan ve Gürcistan’la olan toplam ticareti 5 milyar dolar. Gürcistan’ın Azerbaycan’la olan ticaret hacmi olan 800-850 milyon doları da eklediğinde üç ülkenin toplam ticaret hacmi 6 milyar dolar. İyi ama yeterli değil. 430 milyar dolar toplam dış ticaret hacmine sahip olan üç kardeş, dost ülke arasındaki ticaret hacmini değil 6 milyar dolar, 16, 26, 36, 46, 56, 66 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz” diye konuştu.

“ERMENİSTAN’IN AZERBAYCAN TOPRAKLARINDAKİ İŞGALİ SONA ERİNCEYE KADAR…”

İş forumunun Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’i birleştirdiğini söyleyen Çağlayan, “Türkiye, Ermenistan’a koymuş olduğu tavrı sonuna kadar sürdürecektir. Azerbaycan’ın hassasiyeti bizim hassasiyetimiz, sevinci bizim sevincimiz, üzüntüsü bizim üzüntümüzdür. Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarındaki işgali sona erinceye kadar Türkiye Ermenistan’la hiçbir diplomatik ilişkiye girmeyecektir. Çünkü biz dedik ki iki millet bir devletiz. Türkiye, sadece Azerbaycan’da değil, dünyanın neresinde olursa olsun aynı anlayışa sahiptir. Türkiye, barış ve huzuru bozmak isteyenlerin her zaman karşısında olmuştur ve olacaktır” dedi.

Üç ülke arasındaki yatırımların da her geçen gün arttığının altını çizen Çağlayan, Azerbaycan’ın Türkiye’de 3 milyar dolar yatırımının olduğunu, ancak bunun 10’larca milyar dolara kadar çıkabileceğini ifade etti. Çağlayan, özellikle SOCAR’ın yaptığı yatırımları çok önemsediklerine de dikkat çekti.

Gürcistan Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Vera Kobalia da, tüm dünyanın çok önemli ekonomik zorluklardan geçtiğini, ancak üç ülkenin de sergilediği büyük ekonomik performansla tüm dünyaya örnek olduğunu söyledi. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı projesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kobalia, hükümetlerin arasında önemli bir işbirliği olduğunu kaydetti. BTK projesini çok önemsediklerini anlatan Kobalia, şunları söyledi:

“Üç ülkenin de alt yapıya yatırım yapması çok önemli. Çünkü bu alt yapıyı kullanacağımız, güçlü olduğumuz çok güçlü sektörlerimiz var. Bu güçlü yanlarımızı daha da güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz.”

Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanı Şahin Mustafayev ise, bugünkü Forumun Azerbaycan’da çok büyük ilgi gördüğünü bildirdi. Foruma katılan Azerbaycanlı iş adamlarının işbirliğine hazır olduğunu dile getiren Mustafayev, üç ülke arasında olan işbirliğinin, tüm dünyayı kıskandıracak düzeyde olduğunu ifade etti. – Kars

Tekirdağ’da Deprem! İstanbul da Sallandı deprem 2012 + dünya medyası Mehmet ali arslan Haber

Tekirdağ’da 5.1 şiddetinde deprem meydana geldi. Deprem İstanbul’da da hissedildi

Marmara Denizi’nde Tekirdağ açıklarında Richter ölçeğine göre 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Sarsıntı, Marmara Denizi kıyısındaki bütün illerden hissedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstütisi’nden alınan bilgiye göre merkez üssü Marmara Ereğlisi açıklarında saat 23.54’de Richter ölçeğine 5.1 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Yerin 14.9 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Marmara Bölgesi’ndeki illerde hissedildi. Trakya bölgesinde ve İstanbul’da depreme uykularında yakalananlar sarsıntıyla birlikte kendilerini sokağa attı.
USGS ABD Jeoloji Araştırma Kurumu’na göre depremin şiddeti 4.9.

Deprem can ve mal kaybına sebep olmadı.

DEPREM SONRASI ARTÇILAR

Saat – Yer – Şiddet

00:00 Ereğli açıkları 3.2
00.05 Ereğli açıkları 2.8
00.09 Marmara Denizi 2.2
00.17 Marmara Denizi 2.8

VENÜS’ÜN GÜNEŞ’İN ÖNÜNDEN GEÇMESİNİN ETKİSİ VAR MI?

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara Tekirdağ’da yaşanan depremle ilgili olarak bu bölgede bu büyüklükte bir depremin daha önce hiç yaşanmadığını söyledi.

Prof. Dr. Işıkara geçtiğimiz günlerde gökyüzünde yaşanan astronomi gelişmesi, Venüs’ün Güneş’in önünden geçişinin depreme etkisinin olma ihtimali ile ilgili soruya şu cevabı verdi:

“Hiç bir ilgisi yoktur. Astronomik olarak ilginç ama depremle alakası yoktur

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

Sahte Para, Can Aldı @ dünya haberleri gündemi medyası news

Kahvedeki ‘sahte para verdin’ kavgasında silahlar konuştu: 1 ölü, 5 yaralı

İstanbul Bahçelievler’de bir kahvehane, inanılmaz bir cinayete şahit oldu. ‘Sahte para verdin’ diye başlayan tartışma, önce kavgaya döndü, sonra da silahlar konuştu. Bilanço; 1 ölü, 5 yaralı.

“SAHTE PARA VERDİN” DEYİP KAHVEHANEYİ TARADI

Edinilen bilgiye göre olay, 19:30 sıralarında Bahçelievler Mahmutbey Caddesi üzerinde bulunan bir kahvehanede meydana geldi. İddiaya göre 3 gün önce kahvehane sahibiyle bir müşteri arasında ‘sahte para verdin’ tartışması çıkmıştı. Çıkan kavga o gün, araya girenlerin gayretleriyle daha da büyümeden yatıştırıldı.

GELDİLER, ORTALIĞI TARADILAR, KAÇTILAR

Ancak bugün akşam saatlerinde kahvehane sahibiyle kavga eden kişi, yanında 3 kişiyle birlikte tekrar geldi. Dört kişi, silahlarını çıkararak kahvehaneye doğru rastgele ateş açmaya başladı.

Saldırı sonucu 6 kişi yaralandı. Saldırının ardından şüpheliler, geldikleri araçla kaçtılar.

POLİS OLAY YERİNDE 2 TABANCA BULDU

Yaralılar hemen çevredeki hastanelere kaldırıldı. Saldırıda yaralananlardan bir kişiyse hastanede hayatını kaybetti. 5 kişinin tedavisi devam ediyor.

Saldırısı sonrası olay yerine gelen polis ekipleri, saldırıda kullanıldığı belirtilen 2 tabanca buldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

Oğlunun Arkadaşına Zorla Tecavüz! + dünya medyası haberleri

Adana’da oğlunun 15 yaşındaki arkadaşıyla zorla cinsel ilişkiye girip hamile kalan kadından ilginç sözler.

ADANA’da oğlunun arkadaşı 15 yaşındaki M.O. ile zorla cinsel ilişkiye girip hamile kaldığı, kürtajla bebeği aldırdığı ve dini nikah kıydırmaya çalıştığı ortaya çıkan 2 çocuk annesi 37 yaşındaki Ü.B., pişman olduğunu, kendinden utandığını söyledi. ‘Çocuğun basit cinsel istismarı’ suçlamasıyla Ü.B.’nin 8 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davada mahkeme, O.M.’nin 15 yaşını bitirdiğinin anlaşılması üzerine suçu ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ diye değiştirip, şikayetten de vazgeçilince, davayı düşürdü.

1997’de eşinden boşanan Ü.B. iki oğlu ile birlikte merkez Seyhan İlçesi Toros Mahallesi’ndeki evlerinde yaşarken, küçük oğlu M.İ’nin samimi arkadaşı M.O. da zaman zaman evlerinde kalmaya başladı.

İddiaya göre, Ü.B., geçen kasım ayında oğlu M.İ. uyuduktan sonra kendi evlerinde kalan M.O.’ya bilgisayarın başından kalkıp uyumasını söyledi. Ü.B. daha sonra M.O.’nun peşinden yanına gidip zorla cinsel ilişkiye girdi. M.O. ile 3 ay içinde 3 kez cinsel ilişkiye giren Ü.B., hamile olduğunu öğrenince birlikte hastaneye giderek, bebeğin ölü olduğu iddiasıyla kürtaj yaptırdı. Ü.B., M.O. ile birlikte yaşamak için dini nikah kıydırmaya karar verdi. Ehliyeti olmamasına rağmen babasının otomobilini alan M.O., birlikte gittikleri imamoğlu  İlçesi’nde dini nikah yaptırmak için imam aradı. Gün boyunca çocuklarının eve gelmemesi üzerine M.O.’nun ailesi, çocuklarının bulunması için polise başvurdu. Polisin yaptığı araştırma sonunda M.O.’nun Ü.B. ile birlikte bulunması üzerine olay ortaya çıktı.

5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan Ü.B., “Benimle evlenmek istediği için bir kez cinsel ilişkiye girdim. Hamile kaldım. Ancak kan uyuşmazlığı nedeniyle çocuğu aldırdım” dedi. Ü.B., çıktığı karar duruşmasında ise, “Ben onun yaşının küçük olduğunu çocuk şubesinde öğrendim. Ben de kendimden utanıyorum. Pişmanım” diye kendini savundu.

Geçen duruşmada psikolog gözetiminde ifade veren M.O. ise, “O gün arkadaşım M. bira almıştı. Bira içiyorduk. Arkadaşım uyuduktan sonra annesi Ü.B. yanıma geldi. ‘Yat artık’ dedi. Yatağa uzanınca o da yanıma geldi. Benimle ilişkiye girdi. Herhangi bir tehdit olmadı” diye konuştu. M.O. son duruşmada ailelerin konuşup anlaştığını ve sanık kadından şikayetçi olmadığını söyledi.

Mahkeme heyeti, mağdur çocuğun doğduğu hastanenin kayıtlarına göre, olay tarihinde 15 yaşını bitirdiğinin anlaşılması üzerine suçu ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ diye değiştirip, şikayetten vazgeçilmesini dikkate alarak davanın düşürülmesine karar verdi.

YASA NE DİYOR?

Reşit olmayanla cinsel ilişki: TCK Madde 104/1 Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

Diyarbakır Bize Kırmızı Çizgi Çekti @ haberler news

Başbakan Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da partisinin il kongresine katıldı. Bir yıl aradan sonra Diyarbakır’a yeniden giden Başbakan Erdoğan önemli mesajlar verdi. Konuşmasında BDP’ye ve CHP’ye yüklenen Başbakan Erdoğan, son dönemdeki kürtaj tartışmalarına da değindi.

Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığı 4. Olağan Kongresi ile 256 proje ve 39 tesisin açılışına katılmak üzere Diyarbakır’da bulunan Erdoğan şunları söyledi:

İşte Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar;

Ak Parti Diyarbakır İl Kongresi’nin başta Diyarbakır olmak üzere ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Bu muhteşem kongre sebebiyle Diyarbakır teşkilatımıza gerek il başkanımıza, yöneticilerimize, kadın ve gençlik kollarımıza şahsım ve teşkilatım adına teşekkür ediyorum.

Diyarbakırlı başta bakanımız olmak üzere milletvekillerimize Diyarbakır teşkilatımıza yürekten teşekkür ediyorum. Kurulduğu andan itibaren Diyarbakır il teşkilatımız çatısı altında çalışmış, emek vermiş tüm kardeşlerime şahsım, teşkilatım adına şükranlarımı sunuyorum.

“DİYARBAKIR BİZE KIRMIZI ÇİZGİ ÇEKTİ”

AK Parti’nin kuruluş aşamasında ülkemizin dört bir yanına çıktığımda en güçlü en anlamlı mesajları aldığımız şehirlerin başında Diyarbakır geliyordu. Ak Parti’nin fikriyatının oluşumunda, parti programının şekillenmesinde Diyarbakır’ın ve Diyarbakırlı kardeşlerimin çok önemli etkisi ve katkısı vardır. Diyarbakır bizim önümüze kırmızı çizgiler koydu, etnik milliyetçilik yapmayacaksın, dinsel ve bölgesel milliyetçilik yapmayacaksın dedi. Diyarbakır bizim önümüze bir ve beraber olma idealini koydu.

“DİYARBAKIR BİZE GÜÇ VE GÜVEN VERDİ”

Kimseye zulüm etmeyeceksin, her zaman kardeşleri ve bütünleşmeyi savunacaksın dedi. Diyarbakır bizim önümüze ileri demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, adaleti, kalkınmayı koydu. Onun için Adalet ve Kalkınma Partisi olduk. İstikrarı koydu, güveni koydu. Hem ülkeyi hem bölgeyi geliştereceksin dedi. Diyarbakır’ın mert, dürüst, fedakar insanlarından aldığımız güvenle yola koyulduk.

“DUALARLA GİRİŞİMLERİ AKAMETE UĞRATTIK”

Hiçbir zaman Diyarbakır’ın halkının fikirlerini aklımızdan çıkarmadık. İlk günden itibaren bize kucak açan Diyarbakır bizi hiç yalnız bırakmadı, hiç mahçup etmedi. Biz de Diyarbakır’a mahçup olmamak için gecemizi gündüzümüzü ortaya koyduk. Millet iradesine kast eden odaklar Ak Parti’yi de hedef aldılar. Siyasetin zorluklarını, sıkıntılarını risklerini bilerek hepsini göze alarak bu yola çıktık, dava şuuruyla büyük bir mücadele ortaya koyduk.

Karanlık odaklar, terör örgütleri, mafya, darbeciler sadece Ak Parti’yi değil, milletin iradesini, Türkiye’nin birliğini kardeşliğini hedef aldılar. Ak Parti’ye karşı hasmane tutuma girenler ellerinden geleni ardına koymadılar.

“İL BAŞKANLIĞIMIZDA SES BOMBALARI PATLATTILAR”

Benim Kürt kökenli kardeşlerime karşı olmadık zulümler yaptılar yapıyorlar. Diyarbakır teşkilatımız gerçekten de kurulduğu günden itibaren çok zor şartlar altında çalıştı. 4 gün önce il başkanlığımızın önünde ses bombaları patlattılar. Teşkilatımızın üyeleri kaçırıldı, Kulp ilçe başkanımız olan Veysel Çelik kardeşimiz Muş’tan dönüşü sırasında terör örgütü tarafından kaçırıldı.

“HER BİRİNİZİ TEBRİK EDİYORUM”

İşte bu salondaki cesur teşkilat bu saldırıların hiçbirine bugüne kadar boyun eğmedi, bundan sonra da eğmeyecek. Bu teşkilat tehditlerin hiçbirine boyun eğmeyecek, sevgi dilini konuşmaya devam edecek. Sizler Diyarbakır sevdasıyla hizmet, aşkıyla, muhabbetle, heyecanla coşkuyla çalışmaya devam ettiniz. Sizler Diyarbakır’ı büyütmek için Türkiye’yi büyütmek için kahramanca mücadele verdiniz. İşte onun için her birinizi tek tek tebrik ediyorum. Allah yolunuzu her daim açık etsin, Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum.

“TERÖR ÖRGÜTÜ ENGEL OLAMAYACAK!”

Ak Parti’ye daha kurulmadan Diyarbakır bize kucağını açmıştır. Bu kardeşliği hiç kimse bozamayacaktır. Buna ne terör örgütü ne kanlı eylemleri ne de onun siyasi uzantıların tehdit ve hakaretleri engel olabilir. Benim Diyarbakır’a başbakan olarak 12. ziyaretim. Diyarbakır benim başbakan olarak en fazla ziyaret ettiğim şehirlerden biri. Çünkü biz Diyarbakır’a aşığız, sevdalıyız. Biz Diyarbakır’ın efendisi değil hizmetkarıyız. Ne zaman Diyarbakır’a geldiysem samimiyetin diliyle konuştum, gönül diliyle konuştum. Çünkü ben Diyarbakır’da sadece Diyarbakırlı kardeşlerimin huzurunda konuşmuyorum. Ben Diyarbakır’da Şücaaddin Hazretleri’nin Maliki Ejder Hazretlerinin, Abdurrahman Hazretleri’nin onlar gibi Diyarbakır’da kabri bulunan 41 sahabe-i kiramın huzurunda konuşuyorum. Ben Diyarbakır’ın fatihi Halid Bin Velid hazretlerinin huzurunda konuşuyorum. Burada Mekke’den, Medine’den, Kudüs’ten sonra İslam dünyasının en önemli merkezlerinden biri olan Diyarbakır’da olmanın, Diyarbekir’de olmanın heyecanı ile hassasiyeti ile konuşuyorum.

“DEVLETİN DİLİNE BAŞVURMADAN KONUŞUYORUM”

Bugün ben buraya sizin bir kardeşiniz olarak geldim ve konuşuyorum. Siyasetin, devletin, iktidarın diline başvurmadan sadece ve sadece bir kardeşiniz olarak konuşuyorum. Bizim aracılara, araçlara ihtiyacımız yok. Biz birbirimizle medya üzerinden iletişim kuranlardan değiliz. Biz birbiriyle siyaset diliyle iletişim kuranlardan değiliz. Biz propaganda, dedikodu ile birbiriyle anlaşanlardan değiliz. Bizim iletişimimiz uzaktan kumanda ile talimatlarla belirlenmiyor. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Gönülden seviyoruz. Türkçe’de konuşsak, Kürtçe’de konuşsak, Zazaca’da konuşsak biz aynı toprakların dilini konuşuyoruz, birbirimize gönül diliyle muhabbet ediyor, kalp diliyle iletişim kuruyoruz.

“DİYARBAKIR’LA BİZİM ARAMIZA KİMSE GİREMEZ”

Birileri çıkmış ‘Başbakan Amed’e gelemez’ diyor. Çıkmış ‘Kürtler sokağa çıkmasın’ diyor. Bu ne demek yahu! Sen kimsin, kim oluyorsun? Kusura bakmasınlar ben buraya kardeşlerimle kucaklaşmaya geldim. Ben buraya milletimle aracısız kucaklaşmaya geldim. Ben simsarlarla değil aracısız kardeşlerimle konuşmaya geldim. Dün çıkmış diyor ki bir tanesi, ‘Ak Parti’nin kongresine kimse gitmesin’… Yahu siz burada yapılacak olan demokratik bir kongreden neden bu kadar çok korkuyorsunuz. Hani siz özgürlükten yanaydınız, niye bu kadar korkuyorsunuz? Siz fikirden, düşünceden neden bu kadar korkuyorsunuz?

“BUNLARIN SÖYLEYECEK SÖZÜ YOK”

Bunlar onun için şiddeti özendiriyor. Bunlar kendileri üretmez, kendileri ortaya bir şey koymaz. Üreteni engellemeye, tehdide çalışırlar. Bunlar şu anda hedef olarak sadece Ak Parti’yi görüyorlar. Çünkü Ak Parti çözüyor, çözüm üretiyor. Çözüm ürettiği için var güçleriyle Ak Parti’ye saldırıyorlar. Ak Parti’nin genel başkanı Başbakan gönül diliyle konuştuğu için bunlar milletimle başbakanın kucaklaşmasını önlemeye çalışıyor. Bizim aramızda aracılar olmayacak. Bize birbirimizden haber getirenlere değil, biz birbirimize inanacağız.

“MİNARELERİMİZ AYNI GÖĞE YÜKSELİYOR”

Biz hep birlikte ne kadar Fatih Sultan Mehmet’in yol arkadaşıysak işte o kadar Selahattin Eyyubi’nin, Halid Bin Velid’in de yol arkadaşlarıyız. Ben yasak koyanların yol arkadaşlarının kimler olduğunu bilmiyorum. Ulu Cami’nin, Hz. Süleyman Cami’nin minareleri hangi gökyüzüne yükseliyorsa Fatih’in, Süleymaniye’nin, Sultanahmet’in minareleri aynı göğe yükseliyor.

“1 YIL ÖNCE NEREDEYSEM BURADA AYNI YERDEYİM”

Bu kardeşiniz bu yola Kasımpaşa’dan çıktı. Diyarbakır’da Benüsen ne ise, İstanbul’da Kasımpaşa işte odur. Ben ne kadar Kasımpaşa’nın evladıysam o kadar Benüsen’in evladıyım. Ben ne kadar İstanbullu ne kadar Rizeli isem o kadar Diyarbakır’lıyım, Batmanlıyım, Siirtli’yim Şırnaklı’yım… 14 Ağustos 2009 neredeysem bir yıl önce geldiğim 1 Haziran 2011’de Diyarbakır’da neredeysem bugün de aynı yerdeyim.

“KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ENGELLERLE KARŞILAŞTIK”

Selahaddin’in son serveti bir kefenle dünyadan gitti. Şarkın, doğunun büyük sultanı dünyadan sadece bir kefenle göçtü gitti. Böyle mübarek insanların, Kudüs yoluna başkoymuş olanların takipçisiyiz. Biz bu hassasiyetle, bu mirasla, bu büyük emanetle bu mübarek yolda yürüyoruz. Bizim için söz senettir. Biz parti programımızda ne dediysek, 2005’de Diyarbakır’da ne dediysek aynen birebir arkasındayız. 9, 5 yıldır Kürt meselesini, terör meselesini çözmek için hangi adımı attıysak çok ama çok büyük engellerle karşılaştık. Bu engellerin büyük bir kısmını sizler bizzat gördünüz.

“PARTİMİZ KAPATILIYOR DİYE ŞİKAYET ETMESİNLER!”

Bizim rabbimiz ve halkımızdan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın, kardeşlerimin hakkını savunduğunu iddia eden bir parti var. Anayasa paketini hazırlarken Meclis’te sürekli oylamalardan kaçtı. Her zaman dediler ki, ‘partiler devamlı kapatılıyor’ Biz de partilerin kapatılmasını engelleyecek bir madde de koyduk oraya. O maddede bile bu parti Meclis’i terk etti gitti. Halbuki Meclis’i terketmeseydiler şu anda Türkiye’ye partilerin kapatılması mümkün olmayacaktı. Hala sıkılmadan diyorlar ki, ‘Bizim partimiz kapatılacakmış’. Sen zaten partinin kapatılmasını engelleyecek meclisi terk edenlerden birisi değil misin? Maalesef bizim içimizden birkaç kişi çıktı ve Anayasa maddesine maalesef o maddeyi koyamadık.

“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNDEN RAHATSIZ OLAN ÜLKELER VAR”

CHP’nin BDP’den farkı var mı? Terör örgütünün bu mesele çözülmesin diyerek şiddeti nasıl tırmandırdığını ne boyutlara yükselttiğini en yakından benim Diyarbakırlı kardeşlerim biliyor. Neden Ak Parti teşkilatlarına saldırılar. Bir de sizin haberdar olmadıklarınız var. Bu kanlı meselenin içinde sadece terör örgütü yok. Bu meselenin içinde kandan siyaset devşirenler var. Türkiye’nin büyümesini istemeyen ülkeler var.

“BİZ TÜRKİYE’NİN PARTİSİYİZ”

Biz 81 ilden oy aldık. 78 vilayetten biz milletvekili çıkardık. 12 Haziran’da 7 coğrafi bölgenin 7’sinde Ak Parti birinci parti oldu, siz bu partinin mensuplarısınız. Siz birliğin, beraberliğin, bütünleşmenin temsilcisisiniz. Sizin kitabınızda ayrılık ve bölücülük yok. Bizden Türkler’den, Kürtler’den, Lazlar’dan, Çerkezler’den, Romanlar’dan hepsinden oy aldık. Ak Parti’nin başarı haritasında Türkiye haritasının tamamı var. Türkiye’nin tamamında var olamayan hiçbir hareket başarılı olamaz. Ülkenin meselelerini çözemez. Hizipçilik, örgütçülük, ırkçılık, mezhepçilik, bölgecilik yapan hiçbir hareket başarılı olamaz. Şiddetten, terörden medet umanlar milletin güvenini kazanamazla.

“ALLAH’TAN BAŞKA ZAFER SAHİBİ YOKTUR!”

Etnik milliyetçilik yapanlar benim Kürt kardeşlerimi temsil edemezler. Bir şey karıştırılıyor. Türkiye’de terör sorunu, PKK sorunu vardır. Kürt kökenli kardeşlerimin nezdinde birinci parti Ak Parti’dir. Biz kardeşlerimizi sevyioruz, kardeşlerimiz de bizleri seviyor. Biz bu emanetin sorumluluğunu hakkıyla yerine getirdik. Biz omuzumuzdaki emanetin farkındayız. Biz bu dünyadan bir tek kefenle göçüp gideceğimizi biliyor, onun için her daim kendimize yani Endülüs’te olduğu gibi ‘La galibe illallah’ yani Allah’tan başka zafer zahibi yoktur.

“KÜRTÇE TV KURARKEN DUDAK BÜKTÜLER”

Biz demokratikleşme mücadelesinde hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesinde hep yalnız kaldık, hep kösteklendik, engellendik. Sadece Kürtlük üzerinden siyaset yapanlar, biz Kürt kardeşim için Kürtçe televizyon kurarken, 24 saat Kürtçe yayına geçerken, onlar dudak büktüler. Yapamazlar dediler. Üniversitede Kürtçe dersler kurarken alay ettiler. Biz yüzyıldır hayal olarak gösterilen alanlarda tarihi adımlar atılırken ya yok saydılar, ya küçümsediler ya da engellemek için ellerinden geleni yaptılar.

“ANNELER EVLATLARIYLA KÜRTÇE KONUŞABİLİYOR”

Biz çetelerle, karanlık odaklarla mücadele ederken tribünden seyrettiler, hatta bizi taşlamaktan geri durmadılar. Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşamazken yayınladığım genelgeyle onun önünü açan ben oldum. Bugüne kadar gelenler bunu niye yapmadı. Hani siz Kürtler’i düşünüyordunuz. Hangi hayırlı adımı attınız, hangi hayırlı adıma yardımcı oldunuz. Cumhuriyet tarihinde Kürt meselesinde en büyük kazanımları Ak Parti hayata geçirmiştir. Terör şebekelerine, ırkçılara, darbecilere rağmen yapmıştır.

“BÜTÜN SORUNLARI TEK TEK ÇÖZÜYORUZ”

Biz Ak Parti olarak birçok eksiğin farkındayız. Kürt kardeşimin, Türk kardeşimin, Arnavut’un, Laz’ın Roman’ın kendine göre sorunu var. Bunları tek tek çözüyoruz. Bu sorunları asla inkar etmedik. Bütün sorunları çözdüğümüz iddiasında değiliz.

“ONLAR YOLLARI YAKTILAR BİZ DUBLE YOL YAPTIK”

Ayrım yapamayız, bizi kıskandılar. Bizi tehdit ettiler, yılmadan hizmete devam ettik. Biz engellere takılmadan, düşmeden yatırımlara devam ettik. Ah benim Diyarbakırlı kardeşim ah! Bu terör örgütü avanesi yatırımlarımızı yaparken müteahhit firmaların iş makinalarını yaptılar. Biz yenilerini getirdik, onlar tahrip ettiler, biz daha iyilerini yaptılar. Onlar hastaneye karşı çıktı, biz daha fazla hastane yaptık. Onlar okullara karşı çıktı, biz daha fazla dershane, yurt yaptık. Onlar yolları yıktılar biz duble yol yaptık, inadına havaalanı yaptık. şırnak Havaalanı açılış törenini engellemeye kalktılar. Siz oraya uçağın gelmesini ne için istemiyorsunuz? Şimdi Diyarbakır Havaalanı’nı inşallah çok daha modern hale getiriyoruz. Yapılacak yeni pisti, terminal binalarıyla modern bir Diyarbakır Havaalanı’nı farklı bir inşa ile Diyarbakırlı kardeşlerime hazırlayıp sunacağız.

“TERÖR ÖRGÜTÜ VE BDP BÖLGENİN CHP’Sİ OLMAK İSTİYOR”

Birileri artık biz Başbakandan müjde beklemiyoruz diyorlar. Ben zaten size müjde vermek için gelmiyorum, ben Diyarbakır’daki kardeşlerime müjde vermek için geliyorum. Biz sipariş üzerine iş yapmayız, görevimizin görevi neyse onu yapıyoruz. Onlar çözümü engellemek için şiddete başvurdular, biz daha fazla demokratikleşme reformu yaptık. Onların yasakladığını biz özgürlüğe kavuşturduk. Terör örgütü ve uzantısı malum parti BDP bölgenin CHP’si olmak istiyor.
“TALEP ETTİLER ‘GELSİNLER’ DEDİM”

CHP benden randevu talep etti. Arkadaşlarıma ‘verin randevuyu’ dedim. Gelsinler görüşelim. Biz sizin kapınızı çaldığınızda neredeydiniz? Biz bugün de bu meselenin çözümü için ortak hareket etmekten kaçınmayız. CHP’nin Genel Başkanı önce gitsin Güneydoğu illerin hangileri olduğunu öğrensin. Mersin’in nerede olduğunu öğrensin. Hz. Ali’den, büyük İslam düşünürü diyenle ne çözülür, sorarım sizlere? Dicle ile Fırat nasıl birbirine akıyorsa anaların gözyaşları bizim yüreğimize bizim ciğerimize akıyor.

“HAYAL EDİLENLER 10 YIL SONRA GERÇEK OLACAK”

Her şeyi çözdük iddiasında değiliz. Ama 9 yıl boyunca pek çok sorunu beraber çözdük. Yine birlikte çözmeye devam edeceğiz. 10 yıl önce hayal olanlar bugün gerçeğe dönüştü. Bugün hayal gibi görünenler Allah’ın izniyle 10 yıl sonra gerçeğe dönüşecek. Bu çözüm mücadelesinde biz varız. Zihinlerinize ipotek konulmasına asla izin vermeyin. İstismarcı siyasetçilere asla prim vermeyin. Dağdaki teşvik eden, dağa çıkmayı teşvik eden, gençlerin kanı üzerinden istismar siyaseti yapanların propagandası yapanlara aldanmayın. Kürt kökenli kardeşlerimin üzerinden operasyon yapmaya çalışanlara lütfen aldanmayın, inanmayın.

“EN BÜYÜK TEŞVİĞİ BU BÖLGEYE VERDİK”

Türkiye’nin artık kaybetmeye tahammülü yok. Benim Kürt kardeşimin kaybetmeye tahammülü yok. Güneydoğu’da işsizlik fazla değil mi? Bakın girişimci gelmiyor, neden? Terör var da onun için. Adam korkuyor, ben burada yatırım yaparsam, yatırımlarım yakılırsa, bombardıman edilirse benim halim ne olur, diye düşünüyor. Biz en büyük teşviği bu bölgeye verdik. Bir tek geri atmadan sürekli ileri gidecek, sizlerle birlikte Allah’ın izniyle çok daha güzel günler göreceğiz. Bugün Diyarbakır’da tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir müjdeyi açıklayacağım.

“ÜÇÜNCÜ PAKETTEN BAŞLIKLAR”

Üçüncü paketi hazırladık. Üçüncü paketin içeriği basında yer aldı. Basın yayın özgürlüğünü daha da güçlendiriyoruz. Basın cezalarında erteleme yolunun önünü açıyoruz. Basit terör suçlarına karışanlar için bazı reformlar getiriyoruz. Rüşvetle mücadeleyi yoğunlaştırıyor, bıçak parası gibi ameliyatlar için para isteyenlere ağır cezalar getiriyoruz.

“İŞKENCEDE ZAMAN AŞIMI OLMAYACAK”

Dördüncü adalet paketinin çalışmalarına başladık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye hakkında verdiği ihlal kararlarını tek tek inceledik. Dördüncü pakette bu ihlalleri ortadan kaldıracak önemli demokratik adımları atıyoruz. İşkenceye sıfır tölerans gösteriyorduk. Şimdi işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için etkin mücadeleyi başlatıyoruz. İşkencede zaman aşımını ortadan kaldıracağız. Sanık haklarını güçlendireceğiz. Mahkemede savunmanın haklarını arttırıyoruz. İddia makamı ile savunma arasında bir eşitlik getiriyoruz. Düşünce ve vicdan özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırıyoruz. İfade ve basın özgürlüğünü çok daha ileri standartlara kavuşturuyoruz.

“BİZ CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDA DİYORUZ”

Gelelim kürtaj meselesine. Bir vücutta cenin öldürme hakkına kimse sahip değildir. İki farklı yaklaşım var. Birtakım feminist kesim benim vücuduma karışamazsınız deniliyor. Bu tür olaylar insan sağlığını tehdit eden olaylardır. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu kesim aynı zamanda annelik makamını da kabul etmeyen kesimdir. Ne diyorlar biliyor musunuz? Ne demek anne, niye kadın demiyorsunuz da anne veya ana diyorsunuz, diyor. Bu kesimin mantığı bu. Biz anne diyoruz, annenin ayakları öpülür diyoruz. Biz bu değerlerden geliyoruz. Bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altındadır, babaların değil. Biz annenin kıymetini bilen ve onu bildirmeye çalışan bir anlayışın mensuplarıyız. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Biz bu anlayışla çalışıyoruz. Sen yine bildiğini oku, ama biz bunu aynen bu şekilde yapmaya devam edeceğiz.

“SEZARYAN OLAYI NÜFUSU DONDURMAYA YÖNELİKTİR”

Diyorlar ki, parti programında bu yoktu, nereden çıktı? Siyaset her zaman güncellemesi gereken bir şeydir. Sezaryan olayı bu nüfusu dondurma olayıdır. Dert nedir biliyor musunuz? Dert mani, mani… Daha rahat doğum yapılıyormuş, hayır. Oralarda iyi para götürülüyor. Şu anda özel hastanelerde yüzde 90’a kadar sezaryanla doğum var. Türkiye ortalaması yüzde 50. Devlet hastaneleriyle baktığımızda yüzde 50. Kimi uyutuyorsunuz yahu! Ben aynı şekilde nüfusumuzun güçlü olması, artması ile ürken değil, çekinen değilim. Bu milletin nüfusu artmalı. Genç, dinamik nüfusa sahip olmalıyız. Ekonominin en önemli gücü insandır.

“KÜRTAJ OYUNUNU BOZACAĞIZ”

Son zamanlardaki başlık, kürtaj ve sezaryen olayı. Burada iki yaklaşım tarzı var. Diyorlar ki, bu vücut benimdir, tercih hakkımı kullanırım. Bunun daha çok feminist kesim propagandasını yapıyor. Bunun yanında yaşam hakkı var. Biz yaşam hakkından hareket ediyoruz. Bir vücutta cenin öldürüldüğünde ha yaşam halinde öldürülen ha orada. Bizim için aynıdır. Bunu öldürme hakkına kimse sahip değil. Bu tür olaylar insan sağlığını tehdit eden yollardır, bu oyunu da bozacağız. Niye kadın demiyorsunuz da anne diyorsunuz? Bu kesimin mantığı bu. Evet biz anne diyoruz. Annenin ayaklarının altı öpülür. Gerekli adımı atacağız. Sezaryen olayı bu ülkede nüfusu dondurmaya yönelik bir adımdır. Sezaryenle doğum yaptık, bir-iki çocuk olabiliyor. Böyle bir yaklaşım tarzı. Dert başka, dert money. Daha rahat doğum yapıyormuş, hayır. Oralarda daha iy ipara götürüyorlar bundan. Biz bunun çalışmasını yaptık. Özel hastanede yüzde 90’a kadar sezaryenla doğum var. Türkiye ortalaması yüzde 50. Biz bu adımı da atacağız. ”

“KAPI KAPI DOLAŞMAYA HAZIR MIYIZ?”

Benim teşkilatımdan, sizlerden bir ricam var. Diyarbakır il teşkilatı sadece Diyarbakır değil çevresine örnek teşkil ediyor. Siz ne kadar çalışır, bu yola yüreğinizi koyarsanız, bilin ki çevre iller o derece güçlenir ve başarılır. Öncelikle hakkımızda yürütülen kampanyaları boşa çıkarmak için çok çalışacağız. Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız, kardeşlik düşmanlarına asla fırsat vermemeye hazır mıyız. İnşallah yarın da Şanlıurfa il teşkilatımızın kongresini yapacağız.

“DİYARBAKIR’A 10 BİN KİŞİLİK CAMİ”

İnşallah Diyarbakırımıza dev bir stad yapacağız. Diyarbakır’da en az 10 bin kişilik bir cami yapacağız, bunun adımını atacağız. Çünkü size bunlar yakışır. İnşallah Dicle’yi de en güzel şekliyle gösterdiğimiz projeyle hayata geçireceğiz.

MEHMET ALİ ARSLAN Haber

news haberler DÜNYA MEDYASI

Bakan Dinçer Ardahan’da + son dakika haber

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ardahan’da düzenlediği toplantıyla kentin eğitim alt yapısını gözden geçirdiklerini ifade ederek, “Ardahan, eğitim alt yapı itibariyle çok büyük eksiklikleri tamamlamış görünüyor” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ardahan’da düzenlediği toplantıyla kentin eğitim alt yapısını gözden geçirdiklerini ifade ederek, “Ardahan, eğitim alt yapı itibariyle çok büyük eksiklikleri tamamlamış görünüyor” dedi. Ardahan’da çeşitli temaslarda bulunan Dinçer, öğretmenevinde, vali, kaymakamlar, belediye başkanları, il ve ilçe milli eğitim müdürlerinin katılımıyla toplantı yaptı. Dinçer, toplantının ardından Çıldır ilçesine geçerek dün açılışını yaptığı Çıldır Lisesi’ni ziyaret etti. Dinçer, Çıldır Gölü kıyısındaki Ardahan Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde yaptığı açıklamada, toplantıda Ardahan’ın eğitim alt yapısını gözden geçirdiklerini ifade ederek, “İhtiyaçlara baktık ve gelecekte 1, 3 ve 5 yıllık takip edeceğimiz stratejilerle ilgili bir hazırlık yaptık. Ardahan, eğitim alt yapı itibariyle çok büyük eksiklikleri tamamlamış görünüyor. Derslik başına öğrenci sayısı olarak, öğretmen başına öğrenci olarak Türkiye ortalamalarında çok daha iyi durumda. Dolayısıyla Ardahan’dan bundan sonra beklenen şey, eğitimin kalitesini geliştirmek ve çocuklarımızın rekabet gücünü ulusal düzeyde bir noktaya çekmek olacak” dedi. Bakan Dinçer, son birkaç yılda meydana gelen gelişmeleri takip edildiğinde Ardahan’ın bu yönde hızla bir ilerleme kat ettiğini gördüğünü belirtti. Ancak bunun tatmin edici bir durum olmadığını belirten Dinçer, “Doğrusu ben bugün Ardahan’dan umutla dönüyorum. Hem eğitim, hem sosyal hem de ekonomik olarak Ardahan bu bölgede ve çevresindeki ülkelerde çok güçlü bir potansiyel olarak görülüyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi halinde Ardahan’ın geleceği çok parlar” diye konuştu. Ama daha da önemlisi bunun için iyi bir vizyona, iyi bir kadroya ihtiyaç var olduğunu kaydeden Dinçer, Ardahan’ın iyi bir kadroya sahip ve kadronun ortak bir hedefi olduğunu sözlerine ekledi. Dinçer, buradan karayoluyla Kars’a hareket etti. MEHMET ALİ ARSLAN Haber